Therapy

Manyetik Alan Tedavisi

Manyetik Alan Tedavisi

Magnetoterapi, doğal ve hassas bir tedavi şekli olan manyetik alan etkileşimine dayanan yani girişimsel olmayan fiziksel bir tedavi metodudur. Pulsatif magnetik alan vücut dokularını uygun bir şekilde etkileyerek hücre zarlarının geçirgenliğini arttırır.
Bu doğal metod aynı anda birçok hastalığın tedavisinde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
Biyomanyetoloji ilkelerine göre, tüm maddeler dolayısıyla tüm canlılar, zayıf ya da güçlü birer manyetik özelliğe sahiptirler. Her mekânda dolayısıyla tüm canlıların içindeki ve dışındaki tüm boşluklarda yüksek yâda düşük birer manyetik alan mevcuttur. İnsan vücudu aslında her hücrenin kendine özgü elektrik devresi olduğu bir elektromanyetik makinedir. İnsan vücudundaki manyetik alan, biyoelektrik yüklerinin hareketinden meydana gelir.

Therapy

Magnetoterapi, doğal ve hassas bir tedavi şekli olan manyetik alan etkileşimine dayanan yani girişimsel olmayan fiziksel bir tedavi metodudur. Pulsatif magnetik alan vücut dokularını uygun bir şekilde etkileyerek hücre zarlarının geçirgenliğini arttırır. Bu doğal metod aynı anda birçok hastalığın tedavisinde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Biyomanyetoloji ilkelerine göre, tüm maddeler dolayısıyla tüm canlılar, zayıf ya da güçlü birer manyetik özelliğe sahiptirler. Her mekânda dolayısıyla tüm canlıların içindeki ve dışındaki tüm boşluklarda yüksek yâda düşük birer manyetik alan mevcuttur. İnsan vücudu aslında her hücrenin kendine özgü elektrik devresi olduğu bir elektromanyetik makinedir. İnsan vücudundaki manyetik alan, biyoelektrik yüklerinin hareketinden meydana gelir.
İnsanı oluşturan maddelerin birbiriyle haberleşmek için kullandıkları manyetik alanın sinyalleri birbiriyle uyum içindedir. Bu sinyaller dünya manyetik alanı ile de uyum içindedir.

Bu magnetik etkileşim hücre zarlarında madde alışverişlerini mümkün kılar. Böylece bir fabrika gibi çalışan hücrenin, atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırarak su, besin maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesi mümkün olmaktadır.

Tedavide oldukça geniş bir uygulama alanı olması, kolay uygulanabilirliği, doğal bir metod oluşu ve yan etkisi olmaması, magnetoterapiyi oldukça önemli kılmaktadır. Yer kabuğunun doğal bir magnetizması vardır. Bu magnetik etkileşim hücre zarlarında madde alışverişlerini mümkün kılar. Böylece bir fabrika gibi çalışan hücrenin, atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırarak su, besin maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesi mümkün olmaktadır. Uzaya gönderilen astronotlarda görülen ve haftalarca sürebilen yorgunluk, adale ağrısı, baş ağrısı ve dönmesi nedeni ilk yıllarda anlaşılamamıştı. Daha sonraki yıllarda sürdürülen kapsamlı araştırmalar sonucu bu belirtilerin dünyanın manyetik alanının eksikliğinden kaynaklandığı belirlenmiştir. Uzay koşullarında manyetik alan “sıfır” olduğu için bu hücre zar transferleri de gerçekleşemeyeceği için hayatla bağdaşmayan bu sorunu çözümlemek amacıyla suni manyetik alan veren bu sistem üretilmiştir.

Damarları genişleterek kan akışkanlığının düzenlenmesi, ağrı kesici aktivite, anti inflamatuar(iltihap kurutucu)aktivite, spasm çözücü, iyileşme hızlandırıcı, ödem çözücü, hormonal ve enzimatik süreçleri düzenleyici etki, hücre zarlarında metabolik transferler ve hücre zarının fonksiyonlarının aktivasyonu, hücrelerin solunumlarının aktivasyonu (oksijen girişi, karbondioksit çıkışı)

Magnetoterapi ilk önce astronotlar üzerinde uzayda kullanılmıştır. Daha sonra 200.000 insan üzerinde yapılan klinik deneyler neticesinde 1998 de tıbbın hizmetine sunulmuştur.

MAGNETOTERAPİNİN ETKİSİ NEDİR:

  • Vejetatif sinir sisteminde düzenleyici
  • Kemik, kıkırdak, kas ve kan hücrelerinin uyarılması,
  • Sinirlerde onarım,
  • Yaraların iyileşmesi,
  • Ağrıların hafifletilmesi,
  • Metabolizma durumunun iyileştirilmesi, – Daha iyi dolaşım ve madde alışverişi yoluyla daha iyi boşaltım,
  • Makrofajların aktifleştirilmesi(Bağışıklık sistemi fagosit hücreleri)
  • Adrenalin, noradrenalinn, serotonin(stres hormonları) reseptörlerinin hassasiyetinin azaltılması ve böylece stres, depresyon ve anksietenin azaltılması,
  • Barsakta plexus myentericusun düzenlenmesi ve böylece sindirim işlevinin düzenlenmesi,
  • İmmun sistemin((bağışıklık sistemi) güçlendirilmesi,
  • Daha iyi metabolizma ve daha iyi kan dolaşımı sayesinde alınan ilaçlarda iyi etki
  • Kalp çarpmasının normalleştirilmesi,
  • Solunum kaslarının daha iyi çalışması sayesinde solunum hacminin arttırılması.
CONTACT US

Bir sorunuz mu var?

Size yardımcı olabilmem için lütfen aşağıdaki e-postadaki formu doldurun.